Dua, insanın Allah'a direk, aracısız olarak yönelişidir. Bize derlerdi ki, duanın kabul edilmesi için duanın samimi olması lazımmış. Gündelik hayatta yüzlerce kez "İyiyim" diyen bizler acaba ne kadar samimiyiz? Yoksa buradaki samimiyet farklı bir yönden mi algılanmalı?
Öncelikli olarak duanın kabul edileceğine iman edilmeli. Öyle ki, devam eden olguların değişme ihtimali yoksa veyahut da bu değişiklik Allah'a bağlı değilse dua etmemiz anlamsızdır. Burada insanın inanması gereken ise duası sonucunda bütün evrenin yönünün değişebilme ihtimali olduğudur.
Oldukça pozitivist bir eğitim sürecinden geçen ben bu gerçekliğe kendimi kaptıramıyordum. Çünkü bahsettiğimiz şey oldukça soyut iken, dua sonucunda oluşacak olgular somut olacaktır. Bundan dolayı bağlantıyı kuramıyordum. Ben bu problemle içinden çıkamazken sağ olsun annem yardımıma koştu. Öğrendim ki, evren en küçük zaman biriminde bir yeniden yaratılıyordu! Öyle ki her canlının hayatı iki nefes arasındadır ve o andan sonra artık iki seçenek vardır: Yaşam ya da ölüm! Artık evren yeniden yaratılmıştır. Bu döngü sonucunda her nefes alışverişimizde evren yıkılıyor ve yeniden yaratılıyor. Burada Allah'ın Hâlik (yoktan var eden) sıfatı direk Rabb (düzenleyen) sıfatı ile bağıntı haline girmiş bulunuyor. Böylelikle artık duamız evrenin gidişatına yön vermekle kalmıyor,evrenin yeniden yaratılışına direk katkıda bulunuyor. İnsan için ne kadar büyük bir lütuf!
Ne yazık ki, her olgu gibi dua da düalizme kurban gitmiştir. Öyle ki zihnimizde dua sadece ellerimizi açıp Allah'a seslenme anından ibarettir ve bu hususta insanların yaptıkları çalışmaların dua ile yakından ilgisi yoktur! Ne büyük bir yanlıştır bu. Şimdi ben çok isteyeceğim, o kadar çok isteyeceğim ki evrenin yönü değişecek ama ben bu olayın gerçekleşmesi için kılımı kıpırdatmayacağım öyle mi? Bu düşünce algısı insanı fatalizme(kadercilik) iter ve insanı olan biten karşısında pasif duruma düşürür. Burada duadan kastım insanın hem ellerini açıp direk Allah'a seslenmesi hem de bu husus uğruna elinden geldiğince uğraş vermesidir. Gerçek dua budur ve bu iki eylem hiçbir şekilde birbirinden ayrı değildir!
Duada olması gereken başka bir özellik ise evrenin bir sonraki yaratılışındaki tek etkenin dua olduğunu bilmek. Kast ettiğim şudur: Bilmeliyiz ki, dua etmememiz sonucunda olacağını öngördüğümüz, istediğimiz olay hiçbir şekilde olmayacaktır! Olmuşsa da olmamıştır zaten. Burada Allah'a tam bağımlılık söz konusudur.
Örnek: Arkadaşlarımla yarın görüşmeyi planlıyorum. Arkadaşa veda ettiğimde "Yarın görüşürüz inşallah" derken farkında olmalıyım ki, eğer ben dua etmezsem arkadaşımla yarın hiçbir şekilde görüşemeyeceğim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder