Ahlak nedir? Bazı davranışlar neden ahlaki veyahut gayri
ahlakidir? Muhakkak Ahlak’ın bir anlamı olmalıdır ki bu sorulara bir cevap
bulunabilsin. Daha derinden incelenmesi gerekirse anlam nedir? Neleri nasıl
anlamlandırıyoruz veyahut bazı şeyleri neden anlamlandıramıyoruz?
Anlam ikili ilişkiden doğar. Anlam ilişkisinde bir özne, Ben
vardır ki anlayan öznedir. Bir de anlamlandırılan nesne, Sen vardır. Anlam
Sen’in Ben’deki yansımasıdır. Bundan dolayı anlam Ben’den yani özneden bağımlı
olmakla beraber öznel bir veridir. Ortak bir Sen’deki farklı anlamlar ise bu
öznellikten kaynaklanmaktadır. Anlamın öznelliğinden dolayı anlam bir değildir,
bir olan ise manadır. Her Sen’in kendine münhasır bir manası vardır ve mananın
Ben’deki öznel yansıması anlamı oluşturur.
Nurettin Topçu ahlakın; Ben’in kendinden taşarak Sen’i
anlamlandırması, onu kapsayarak kendi içine alması sonucunda Ben ile Sen
arasındaki ilişkiden ortaya çıktığını öne sürüyor. Yani ahlak, Ben ile Sen
arasındaki anlam ilişkisinden doğmaktadır. Fakat bir anlam ilişkisi nasıl
olmalıdır ki ondan ahlak doğmalı? Yani anlamlandırma nasıl ahlaki veyahut ahlak
dışı oluyor?
“Mukayeseler
çirkindir” –Muhammed İkbal
İkbal’in bu sözünü anlam bağlamında incelersek mukayese
etmek yani kıyas yapmak; Ben’in, Sen ile kurduğu anlam ilişkisini başka bir
değer üzerine inşa etmesi tanımını alıyor. Yani Ben; Sen’deki anlamı direk bir
şekilde kurmuyor, üçüncü bir parametre üzerinden açılı bir ilişki kuruyor.
Burada ise Sen’deki mananın Ben üzerindeki yansıması ise üçüncü bir parametre
üzerinden olacağı için bu açılı anlam çirkin, ahlak dışı oluyor.
Demek ki Ahlak, Ben ile Sen’deki dosdoğru ve direk ilişkiden
ortaya çıkıyor ki bu ilişkiyi üçüncü bir parametre üzerinden kurulduğunda
çirkin ve ahlak dışı oluyor. Peki, biz; ailemizi, arkadaşlarımızı ve kısaca
"Sen"i ahlaklı bir şekilde anlamlandırabiliyor muyuz? Sen'i başka bir
değer yargısıyla kıyaslamadan manası ile dosdoğru bir ilişki kuruyor muyuz? Sen'i
dış görünüşten, paradan ve statüden uzak bir şekilde kendimize yansıtabiliyor
muyuz?
Sen'i anlamlandırma hususunda Sen ile Ben arasındaki özel
ilişki dışarısındaki her karşılaştırma unsuru, Sen'e ve Sen ile Ben arasındaki
ilişkiye ahlaksızlıktır. Öyle ki, bu hususta elde edilen anlam, mananın
Ben'deki kişisel yansıması değil; toplum değerleri ve kişisel duyular/hazlar
sonucunda kazanılmış olacaktır ki bu da onu değersiz yapacaktır. Sen'i, ahlaklı
ve doğru bir şekilde anlamak ise elbette Ben ve Sen arasında kurulacak sağlam
sorumluluk ilişkisinden doğacaktır. Aksi takdirde Sen'in Ben'deki anlamı, Sen
temelli değil üçüncü parametreye göre olacaktır.
İnsanın ahlaklı bir şekilde anlaması en zor Sen ise
kendisidir. Öyle ki, bu zamana kadar ailesine, arkadaşlarına kısacası çevresine
yansıttığı Ben'i şimdi kendi anlamak durumundadır. Burada oluşan bağ ise Ben
ile ben arasındaki bağdır. Eğer ki insan bu ilişkiyi de ahlaklı bir şekilde;
para ve statü gibi üçüncü parametreler olmadan, sadece kendini anlama gayreti
ile anlam ilişkisini kurarsa, işte o zaman insan Benlik idrakini kavramış olur.
Böylelikle insan Benlik idraki ile artık kendi manasını ahlaklı bir şekilde
anlamlandırmış olur.
Benlik idrakini tamamlamış insan ise anlamlandırmanın en
yüce, en yüksek seviyesine ulaşmıştır ki artık Ben, âşık olmuştur. Ben, artık
her manadaki hakikati direk bir anlamlandırma ile aşki seviyede dosdoğru bir
şekilde kendine yansıtmıştır. Hakikat ile kurulan bu direk bağa aşık olan Ben,
kendini aşarak başka Sen’ler bulmak ve onlarda yatan hakikat ile dosdoğru bağ
kurmak ister. Ardından ise Ben, her seferinde kendisine dönerek tekrardan ve
tekrardan Ben’i ile ahlaklı ilişki kurarak yeniden Benlik idrakine kavuşur.
İşte Benlik idrakine kavuşmuş şahsiyette Ahlak’ın anlamı yatmaktadır. O kişi
artık Ahlak’ın ta kendisi olmuştur ve onunla kurulacak direk ve ahlaklı anlam
ilişkisi bize Ahlak’ın anlamını verecektir. Bu yönden bakılacak olursa
Peygamber efendimizin sünneti Ahlak’ın manası, bizim Peygamber efendimizin
sünnetine tabi olmamız ise Ahlak’ın bizdeki anlamına tekabül ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder