İçinde bulunduğum
hayatın sahibi değilim. Doğduğum yeri, konuştuğum dili, sahip olduğum kültürel
birikimi, ailemden ve milletimden miras aldığım karakteristik özelliklerimin
içine doğdum. İçine doğduğum hayat benimle başlamadı. Bu hayatın bir geçmişi
var. Bu geçmişte devletler, milletler, savaşlar, ticaretler, buluşlar,
sevgiler, nefretler, önemli kararlar var oldu. Bu geçmiş sonuç olarak beni var
ederek, beni içinde bulunduğum hayatın içine soktu. Ardından ailemle, sosyal
çevremle, mesleğimle, eğitimimle beni kendi gerçekliğiyle tanıştırdı. Benim
oluşturmadığım, benim yaratmadığım gerçeklikle.
Koluma bakıyorum,
kolumda kıllar var. Kafamda saçlarım var. Burnum, ağzım ve gözlerim var.
Saçlarımın beyazlaştığını görüyorum. Bu gerçekliği ben yaratmadım, saçıma
beyazlaşmasını ben söylemedim. Yediğim yemekleri sindirmesini ben emretmiyorum
vücuduma. Vücudum da içinde bulunduğum, fakat sahip olamadığım hayatın bir
parçası.
Bütün hayatım,
beni ben yapan şeylerin, beni var eden şeylerin yanında; ben, kendimi var
kılamıyorum. Ne yazık ki, sahip olamadığımız hayat o kadar büyük bir gerçeklik
ki, sahip olamadığımızın farkındalığı onun sahipliğini değiştirmiyor. Fakat
bütün bu sürecin farkındalığı, benim kendimi var kılabilme çırpınışım bende,
duygularımda, hislerimde, düşüncelerimde, bütün varoluşumda belirli taşmalara
yol açıyor.
Platon’un mağara
metaforunda mağaranın ötesindeki hakikatin varlığını hissediyorum. Bu his beni,
mağara duvarında gördüğüm yansımaları incelememe, analiz etmeme, eleştirmeye
itiyor. Gördüğüm yansımaların hakikatte ne anlama tekabül ettiğini yazacak bir
hayat tecrübem, bilgi birikimim veya en azından haddim yok. Fakat yansımaların
yansıma olduğunu görebilecek, eleştirebilecek ve onu bir anlama taşıyıp
arkasındaki hakikatin yolculuğunda ilerleyebilecek varoluşsal bir taşma
içerisindeyim.
Bütün bu
taşmalarım sonucunda Cella serisini çıkarmaya karar verdim.
Cella serisinde
güncel veya kadim, olay veya kavram yani mağara duvarındaki yansımalarda neyi
anlayabiliyorsam, anladığım şeyleri eleştirerek ve yazarak hakikat yolculuğuma
kilometre taşları dizmek istiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder