25 Mart 2016 Cuma

Tarihin Kayıp Türkleri

   Türkler her yerde! Cem Yılmaz'ın da dediği gibi Dünya'da nereye gidersek gidelim bize "Pşşt! Biz de Türküz" diyecek bir sürü henüz fiilen tanışmadığımız insanlarımız var. Fakat 1960'larda çalışmak amaçlı Almanya'ya kutsal göreve giden dedelerimizin torunlarında veyahut torunlarının çocuklarında bu konu biraz daha farklı. O kadar farklı ki Almanya'daki Türklerin gerek Türklerden gerek de Yurt dışındaki Türklerden farklı bir Wikipedia sayfası var. Demek ki farklılar.

   Almanya'daki Türkler doğduktan sonra anaokuluna kadar Türkçe konuşur, öğrenirler. Anaokulunda Almanca öğrenmeye başlayan Almanya'daki Türklerimiz 5-6 yaşlarında her iki dile de ihtiyacını karşılayacak seviyede vakıf olurlar. Anaokulu sırasında bazı evler sadece Türkçe konuşmaya devam ederken, bazı evlerde ise dil paylaşımı yapılmaktadır; öyle ki A kişisi çocuklar ile sadece Türkçe konuşurken B kişisi de sadece Almanca konuşacaktır. Fakat dürüstçe söylemek gerekirse bu iyimser tavır her iki durumda da herkesin Türkçe-Almanca karışık bir dille iletişim kurması sonucunu doğuruyor. Ardından ilkokula başlayan Almanya'daki çocuklarımız okulun tatil olduğu zamanlarda minaresi olmayan apartman camiisinde (!) Kur'an kursuna gidip dini eğitim alıyor.  Bahsettiğim hayat hikayesi Almanya'da Türk kalmaya çalışan Türklerin hayatı olmakla beraber bile isteye asimile olan, Türkçeyi anlamayıp Almanca iletişim kuran bir sürü Türk (!) de var tabii. Fakat konumuz Almanya'daki Türkler.

   Almanya'daki Türkler eğitimini aldıkları Alman mentalitesi ile düşünüyor fakat bir Türk gibi yaşıyorlar. Almanya'da her ne kadar Alman mentalitesine sahip olsalar dahi Türk gibi davrandıklarından dolayı orada yabancı, Türkiye'de ise Türk gibi davransalar da Alman mentalitesine sahip oldukları için "Alamancı" oluyorlar. Bu düalizm içerisinde kaybolan Almanya'daki Türkler ise olacak'ı olan'a bırakıyor, nasıl geliyorsa öyle gidiyor. Bir yerde "Biz de Türkiye'ye dönmeyi düşünüyoruz fakat bir türlü fırsat olmuyor" cümlesini kurarken başka bir yerde "Artık vatanımız Türkiye mi Almanya mı belli değil" cümlesini kuruyorlar. İçinde çelişki barındıran bu durum garip bir şekilde Almanya'daki Türkler arasında atmosferden alınan oksijenle gelen bir his adeta. Öyle ki hepsi bu vaziyette!

   Şüphesiz Almanya'daki Türklerin durumu bu vaziyetten dolayı zarar görüyor. Dilleri yok oluyor! Türkçe, sadece evde ve apartman camiisinde konuşulduğundan dolayı günlük ihtiyaç dışında kullanılmıyor. Çocuklar; ortaokul ve liseyi Almanca okudukları için Almanca dilinde soyutlayabilirken, düşünce üretebilirken; Türkçe'de ise bu konularda yetersiz kalıyorlar. Ürettiği düşüncenin dili Almanca olan Almanya'daki Türkler ise Türkçe düşünce üretememe zaafları apaçık su yüzüne çıkıyor: Öyle ki sosyal ve bilimsel konularda konuştukları Türkçe cümlelerin aslında kafasındaki Almanca düşüncenin Türkçe çevirisi olduğu ile yüzleşmemiz gerekiyor. Şüphesiz Almanya'daki gençlerin ürettikleri Almanca düşünce ile sahip oldukları Türk değerleri çatışacak ve gençler bu ikisi arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaktır. Bu karar bir nesil sonra da verilebilir on nesil sonra da. Fakat gün geçtikçe Almanya'daki Türkler değerlerine, düşünceleriyle destek çıkamıyorlar. Bundan dolayı bazıları değerlerinden vazgeçmeye yönelirken, buna cüret edemeyenler ise değerlerini katılaştırıp, dondurup onları putlaştırıyor. Bundan dolayı geçen her saniye Almanya'daki Türkleri sahip oldukları değerlerine biraz daha yabancılaştırıyor!

   Peki neden hala Almanya? Almanya'da yaşamaları onları dilinden, dininden, kültüründen, tarihinden ve kendi milletinin insanlarından alıkoymasına rağmen Almanya'daki Türkler neden hala Almanya'da? Yan komşusu akşam yemeğinde domuz eti yerken, Almanya'da dinini rahatça yaşayamazken, ezan sesi duyamazken, okulda çocuğuna yabancı düşmanlığı yapılırken, Almanya'nın diline, dinine, kültürüne ve tarihine ait bilgileri çocuğu her gün okulda öğrenirken, Almanlaşırken ve Almanlaşmışken... Yediği gıdanın içinde sonrasında domuz jelatini olduğunu öğrenip "Tüh ya, Allah affetsin" demeye ve bu utancı göze almalarını ne sağlıyor? Onları ne Almanya'da tutuyor? Dinleri, dilleri, kültürleri, memleketleri, vatanları, tarihleri, türküleri, yemekleri ve kardeşleri onları Türkiye'de beklerken onları Almanya'da ne tutuyor? Dinimizde, vatanımızda, kültürümüzde ve tarihimizde hangi değerden daha üstün bir değer var ki onlar kendilerini hala Almanya'da konumlandırıyorlar? Neden ölenler vatanlarında değil de hala Almanya'da gömülüyor?

   Sözüm, Gavuristan'da  Türkiye'ye dönme isteği veya inancı gütmeyen bütün Türklere,

   Vatansızlar! Gavuristan'da yaşadıkları hayat ve o hayatın onlara sunduğu imkanlarla gözlerini kapayan Gavuristan'daki Türkler bu uğurda vatanlarından, dillerinden, kültürlerinden ve tarihlerinden vazgeçiyorlar. Gavuristan'nın onlara sunduğu yabancı hakları için, Avrupalı hissedebilmek için, Batıya kendini kabul ettirebilmek için ve en kötüsü, daha refah bir hayat için dedelerinin alın terleriyle yazdıkları o şanlı tarihlerini Batının ellerine tutuşturduğu kapkara bir kalemle karalıyorlar!

   Gavuristan'daki Türk diye bir terim olmaz! Ya Gavuristan silinecek, ya da Türk!

2 yorum:

  1. Bence Türkiye'de yaşayanlar da senin tasvirini yaptığın Gavuristanda yaşıyorlar. Bizim değerlerimiz diye bahsettiğin şeyler öz vatanlarında parya. Alamancıların eleştirilecek çok yanı var, vatanlarını tatil memleketi gibi görmelerinden başlayabiliriz eleştirmeye. Fakat diğer tarafı da güllük gülistanlık görmek bence hata olur.

    ''ve kardeşleri onları Türkiye'de beklerken onları Almanya'da ne tutuyor?'' bir sormak lazım. Beklemenin keyfiyeti de önemli. Kazıklamak için olduğundan şimdiye kadar, ters tepmiş ve önyargı oluşturmuş olabilir.

    YanıtlaSil
  2. Sömürge olmamış tek İslam ülkesi olmamız hasebiyle İslam dünyasından umudu kesmemek adına ülkemizin gavura karşı varlığını siper ederek, değerlerini ve dinini koruduğunu ummak Müslümanlardan umudu kesmemek adına tek çaremiz. Bu bağlamda düşünmüyorsak eğer durumu bu bağlama taşımak her Türk'ün boynunun borcu. Dolayısıyla ben onları tatile değil, gavura hizmete kıyasla vatana, İslama hizmete çağırıyorum.

    Ayrıca belirtmek gerekir ki, Türkiye'nin Türkiye olmasında Almanya'daki Türklere ihtiyacı yok fakat onların Türk olabilmek ve Türk kalabilmek adına Türkiye'ye ihtiyaçları var. Dünya ötesi bu bilincin dünyevi değerler ile kıyaslanıp; mazeretlere, şartlara, duygulara, kişisel menfaatlere ve hikayelere mahkum edilmesi bu bilincin Dünya'ya hapsedildiğinin, böylelikle niteliğini kaybettiğinin göstergesidir.

    YanıtlaSil